Tutuklu gazeteciler Ercüment Akdeniz ve Yıldız Tar için iddianame hazırlandı
HDK soruşturması kapsamında tutuklanan Gazeteciler Ercüment Akdeniz ve Yıldız Tar'la birlikte 2 kişi hakkında daha iddianame hazırlandı. 2011 ve 2012 yıllarında yapılan görüşmeler 'suç' sayıldı.

Fotoğraf: MA
HDK soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteciler Ercüment Akdeniz ve Yıldız Tar hakkında hazırlanan iddianamede, “silahlı örgüt üyeliği” suçundan cezalandırılmaları istendi. Akdeniz ve Tar’ın, basın açıklamaları ve gösteri yürüyüşlerini haberleştirmeye ilişkin yaptıkları telefon görüşmeleri, iddianamede delil niteliğinde sunuldu. İddianamesi hazırlananlar arasında HDK kapsamında tutuklu bulunan İbrahim Halit Elçi ve Zeysu Fakir de bulunuyor.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) soruşturması kapsamında yaklaşık iki ay önce tutuklanan Gazeteci Ercüment Akdeniz ve Yıldız Tar’ın da aralarında bulunduğu 4 kişi hakkında iddianame hazırlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, “PKK/KCK silahlı terör örgütünün talimatı ile kurulan HDK içerisinde görev aldığı, görüş ve fikirlerini benimsediği, örgüt adına ve örgüt lehine eylem ve etkinlikler düzenlediği, örgüt hiyerarşi içerisinde hareket ettiği, PKK/KCK silahlı terör örgütünün hedef ve çıkarları doğrultusunda eylemlerinin tespit edildiği” iddiaları yer aldı.
İddianamede “HDK’nın legal görünümlü illegal bir cephe yapılanması ve TBMM’ye alternatif bir meclis olduğu” savunuldu.
Ercüment Akdeniz ve Yıldız Tar’ın, basın açıklamaları ve gösteri yürüyüşlerini haberleştirmeye ilişkin yaptıkları telefon görüşmeleri, iddianamede HDK üyeliğine delil niteliğinde sunuldu. 54 sayfalık iddianamenin 11 sayfası boyunca HDK'nın yapısı açıklanırken, gazetecilerin birbirleriyle yaptıkları konuşmalar, katıldıkları televizyon programlarında aktardıkları, “Son durum ne?” soruları iddianamede suç sayıldı.
Suç: Gezi eylemlerine katılmak
Ercüment Akdeniz’e isnat edilen suçlar arasında, 29 Haziran 2013 günü Gezi Parkı eylemine katılması, 24 Nisan 2011’de Fatih’teki Demokratik Çözüm Çadırının bulunduğu alana gitmesi, “Ana dilde eğitim, siyasi ve askeri operasyonlar durdurulsun, tüm siyasi tutsaklar serbest bırakılsın, % 10 seçim barajı indirilsin (Demokratik Özerklik ve Demokratik Cumhuriyet imzalı)” pankart açtığı iddialarıyla suçlamalarda bulunuldu.
Suçlamayla ilgili Akdeniz’in ise “Bana gösterilen fotoğraflarda işaretlenen şahıs benim. Yine şunu hatırlatmak isterim ki bahsi geçen dönemde emniyet ve yargı organlarında çok sayıda FETÖ/PDY elemanı bulunduğu için bu tespitlerin fotomontaj olma ihtimalinden şüpheleniyorum. Bana gösterdiğiniz ikinci fotoğraf Gezi eylemleri başlamadan önce barışçıl eylem hakkımızı kullanıp sanat çevreleriyle Gezi Parkına gittiğimiz ve basın açıklamasından sonra meydandan dağıldığımız güne aittir” dediği öğrenildi.
‘Ben Gezi’ye katılmak için kimseden talimat almadım’
Akdeniz'in iddianameye giren Gezi eylemleri hakkındaki ifadesi şöyle: “Benim buraya gitme sebebim tamamen parktaki ağaçların sökülmemesi ile alakalıydı. Bana göstermiş olduğumuz son fotoğraf ise emniyet güçlerinin parka müdahale edip parkı boşalttıktan sonra emniyet müdürleri ile şiddetin olmaması ve eylemin barışçıl sona ermesi için kurum temsilcileri ile birlikte yaptığımız müzakerelerdir. O esnada herhangi bir gözaltı işlemi olmamıştır. Bana gösterilen ilk fotoğraftaki kare ise eylemler bittikten, valilik yasağı kalktıktan sonra Taksim Meydanı'na gittiğimiz güne aittir. O gün emniyet güçleri tarafından 2911 sayılı kanuna muhalefet suçlaması ile gözaltına alındım daha sonraki adli süreçte bu dosyadan beraat ettim. Ben Gezi eylemlerine katılmak için kimseden talimat almadım, katılım amacım demokratik ve barışçıl eylem kullanarak taleplerimi dile getirmekti.”
Telefon görüşmeleri delil oldu
Yıldız Tar’ın 19 Şubat 2012 tarihinde düzenlenen HDK toplantısına katılması yönünde mesaj alması iddianameye girdi. Tar’ın “HDK gençlik yapılanması içerisinde faaliyet yürüten şahıslarla irtibatlı olduğu”, “HDK adına Üniversitelerde yapılan etkinlikleri organize eden şahıslardan olduğu”, “telefonla görüşmüş olduğu şahıslarla birlikte yürütmüş olduğu örgütsel faaliyetlerin deşifre edilmesini engellemek amacıyla telefonla görüşmekten kaçındığı”, “e-mail yoluyla haberleştikleri” iddia edildi. tespit edilmiştir
Yıldız Tar savunmasında Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ topluluğunda gönüllü olduğunu ve görüşmeleri de Feminist gruplarla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri hazırlığı için yaptığını belirterek “Son olarak bana sorulan sorular ile ilgili aradan uzun yıllar geçtiği için çoğunu hatırlamıyorum ancak HDK’nın legal, siyasi parti sendika ve derneklerden oluşan bir platform olduğunu hatırlıyorum. Bir LGBTİ+ aktivisti olarak birçok yerde olduğu gibi HDK’nın da bazı etkinliklerine katıldım. 2013’te gazeteciliğe başladığımdan bu yana toplumsal ve siyası olayları haberci olarak takip ettim” ifadelerine yer verdi.
Savcılık, sanıkların Türk Ceza Kanunu’nun 314/2 maddesi uyarınca “silahlı örgüt üyeliği” suçlamasıyla, beş yıldan on yıla kadar hapis ile cezalandırılmasını istedi. Ayrıca, Terörle Mücadele Kanunu’nun 3, 5. maddeleri uyarınca da artırımlı ceza talep edildi. (Politika Servisi)
Evrensel'i Takip Et